Masiva

25 Ağustos 2015 Salı

Savior Alone

Gözlerimizi hayata ilk açışımızdan itibaren her zaman hayat bize birşeyler sundu. 
Hiç bir zaman hoşnut olmadık, hep ya eksik ya fazlaydı. 
İnsandı kaderinin en ufak noktasına kadar değiştirebilecek. 

Kader bizim elimizdeydi herbir saniyemiz beynimizin ürünüydü belki de. 
Ya hiç yaşamıyorduk ya da bir adım ileride hayal dünyasındaydık. 

Eminim ki kendini özel hisseden tek ben değilimdir. ,
Herkes özeldir ve herkes birşeylerin farkındadır. 

Hayatımızda daima en yakınlarımızın sırtına yaslanıp yürüdük.
 Onların söylediği kelimeler ile hareket edip attığımız adıma karar verdik.
 Bilmediğimiz birşey vardı. 
Her yeni bir günde insanlar koşuyordu, kötüler koşuyordu, hırs uğruna azim uğruna sizi yakınlarını görmeyecek derecede koşuyordu. 
İyiler ise sadece izliyor ve gerçeği görmek istemiyordu. ,


Henüz adını veremediğim fikir dalgacıklarının beynimi körelttiğini düşünüyorum bazen. 
 O kadar çok düşünce yığılıyor ki aralarından kurtulmak ya da bir araya getirip,
 bir anlam çıkartmak zor oluyor. 
Birşeyler yolunda değil ne vicdanımda ne kalbimde ne de beynimde. 
Harekete geçmem gerektiğini bunca zaman ezip üzenlere inat ayakta 
durmam gerektiğini fısıldıyorlardı.
 Tek bir anahtar sözcükle bana çıkışı gösteriyolardı. 

Çıkışında anahtarında özbenliğim olduğu bir iç karmaşasında kendimi bulmak,
 fikirleri ayırt etmekte zorlanıyordum. 

Koşup bağırıp sızlanan düşüncelerin arasına kendini sabitlemiş bir düşünce vardı.
 '' Asla pes etmeyecek ve vazgeçmeyeceğim.''


Will Smith'inde dediği gibi. İnsanlar birşeyi yapamadığında sizinde yapamayacağınızı söyler. Eğer birşeyi istiyorsan git ve al.. 

Senden başka hiç kimse; senin kurtarıcın olamaz.

13 Ağustos 2015 Perşembe

Life is compared a voyage ~



(Hayat bir yolculukla kıyaslanır)
Life is compared to a voyage.

Promise your self to be strong that nothing can disturb your peace of mind. 



(Kendine güçlü olmaya söz ver. Hiç birşey zihninde ki huzuru bozamasın.)


Look at the sunny side of everything an make your optimismi come true.



(Herşeyin güneşli tarafına bak ve iyimserliğinin gerçekleşmesini sağla)


Think only the best, work only for the best, and expect only the best.



(Her zamana sadece en iyisi için çalış ve sadece en iyisini um)


Forget the mistakes of the past and pression the greater achivements of the future.



(Geçmişin hatalarını unut ve gelecekte ki daha mükemmel başarılarına devam et)



12 Ağustos 2015 Çarşamba

Breathe

Sevdik daima ziyadesiyle.

Öyle aşık olmak felan değil, insanı toprağı güneşi ayı kelebeği kediyi köpeği kısaca güzel olan herşeyi. Sevdik çünkü bize hep sevmek yakıştı. Daima en güzeline baktık çünkü.

Her bir kötü anının içinden temiz olanlarını seçtik. Saf anılarımızı kirli anılarımıza tercih ettik. 
Biz olsun istedik, bizim gibi olsun, bizim gibi düşünsün, bizim gibi sevsin. 

Ama kimse biz olamadı. Herkes kendinin biziydi. Herkesin bir 'biz'i vardı. 

Hep biz doğruyduk hep biz akıllıydık hep biz ön plandaydık.
 Bizim düşüncelerimizdi iyi, sizdiniz her saniye kötü. 

Şş. Sessiz ol...


Biz'den başkası konuşmasın. Hep biz olalım. Kimse bozmasın 'biz' büyüsünü. Hep bencil kalalım ancak o zaman yaşıyoruz. 

''Sadece sana uzak birini itebilirsin, bu yüzden önce onları kır''



Bizim biz'den başka kimsemiz yok.


27 Mayıs 2015 Çarşamba

Le Moulin

Sesli ihtişam rüzgarı.
Durmaksızın yağan yağmur.
The White Birch'in kafa karıştırıcı Breathe melodisi, hafızam kalbim duygularım anılarım yaşantım hepsi birbirine girmiş durumda. 

Anlam çıkaramadığım kelimelerin ait olduğu şarkıların sana çıktığı vakitlerdeyim. İsimsiz Kral yeniden yokluğun ve varlığın arasında ki çizgideyim. Görmeden duymadan hissediyor kalbim varlığını.

Geldiğinde gözlerinden tanıyacak kadar aittir ruhun bana. Ve çok sevecek, merkezinde yaşayacaksın kalbimin..

''Ellerimi öpecek kadar seven bir adam diyorum, yeri geldiğinde tütün kokan yeri geldiğinde toprak kokusu yerleşmiş ellerimi öpecek bir adam.. Sarıldığında kemiklerim utancından seslenecek bir adam, kalp atışının ritmini benim ile aynı anda duyabileceğim adam...

Çok sevecek mesela, zoru sever gibi, siyahın içinde ki beyaz gibi, ürkeklikle, erkeksi bir güdüyle sevmeli.. Belki de ancak böyle inanacağım varlığına'' 

Antonie de Saint- Exupery'nin Küçük prens hikayesinde verdiği sır ile tanıyacağım seni. Yüreğimle göreceğim geldiğini. 

Geldiğinde beraber otobüsün penceresinden yol kenarında ki insanları sayacağız, kumsala oturup güneşin doğuşunu izleyecek dolunayda uçuşan ateş böceklerini kovalayacağız. Bir gece yarısı dans edicez deli gibi veyahut vakitsiz, zamanın varlığını farketmeden insanları bir bir yok ederek zihnimizde amansızca bir nota bir melodi olmadan dans edeceğiz. Sadece ikimizin duyacağı notalarını ikimizin oluşturduğu melodimiz çalıcak. Yağmurda ıslanıcaz soğuktan titrercesine ama yanan kalbimizden hissetmeyerek. Dünyanın en güzel kızı hissedicem yanında, gözlerimin için gülücek yokken huzursuz mutsuz olucam. Bir çocuk kadar saf ve temiz olucaz, bir çocuk gibi saatlerce eğlenicez yorgun düşüp çimenlerde uyuya kalana kadar koşucaz. Mezun olduğumuz gün diplomamızı alıp koşucaz. 'Hayatla dalga geçiyoruz' diyeceğiz herkese koşarkende. Mezuniyet keplerimizi ardımızdan atıp cüppeyi ilk gördüğümüze verip deli gibi bağırıcaz boş bir sokakta. Bir taşın üstüne çıkıp avazımızın çıktığı kadar şarkı söylücez beraber. Ve biz yaşıcaz sevgilim, seninle hayatı yaşıcaz.

Hayatımızın sonuna kadar tüm enerjimizi kusursuzca harcayacağız. Bilirsin en büyük hayalim seninle dünyayı gezmek. Her sene bir ülkeye gideceğiz evlendiğimizde. Bir günlüğüne bile olsa her sene bir ülkeye gidip yaşlandığımızda dünya turunu tamamlamış olacağız. Lyon köprüsünde Edith Piaf eşliğinde dans edip, Venedikte CIbelle dinleyerek tekne turu yapacağız. Ve ömrümüzün sonunda aşkımızı hep yaşatacak olan 3. kitabımı yazacağım. Yaşadığımız her güzel anıyı unutmayacağım ve hepsini biz yaşamlarımızı yitirsek bile asla bitmeyecek asla unutulmayacak birer hatıraya çevireceğim. 


Ve biliyorsun seni hep çok seveceğim.. 


12 Nisan 2015 Pazar

Ryu - From The Beginning Until Now

Nairi, sevgilim, özlemim.



You will never come back to me and you can’t do it,
please stop doing so, you comfort me like this..

If I can’t see you again, I really wanna forget..
all about you that hold me

Whenever I wanna laugh, you make me cry..
You keep me from doing even one thing as I want..
Whenever I miss you, I break down like this.
Even though I try to forget, I cannot do it..


I didn’t realize loving one is so hard like this


Seni özledim huzurum.

İnciten nağmeler

''Bazen düşünüyorum da neleri geri teptik acaba istemeden? Mesela otobüse binmek yerine yürüyerek gitseydik gitmek istediğimiz yere, her şey farklı olur muydu? Bir sokakta yerleri inceleyerek yürümek yerine, başımız dimdik yürüseydik hayatımızın aşkı döner miydi köşedeki sokaktan? Kestirmeden gitmek yerine, uzun sokakta sallana sallana yürüseydik, her gece “keşke bir kez daha görsem” dediğimiz insanı görür müydük? Hatta birbirimize selam verip, eskiyi yâd edip ince sızılı bir mutluluk yaşar mıydık? Çekindiğimiz için bir şey soramadığımızda, kaç şeyi ittik kendimizden? Cesaret edip “seviyorum ulan” diyemediğimiz için mi sevdiğimiz insanlar hep başkalarının oldu? Hep aynı yolu tercih ettiğimiz için mi bu kadar dümdüz gidiyor hayatımız? Bilmiyoruz ve asla bilemeyeceğiz.
 Çünkü her zaman iki seçenek vardır önümüzde ve her zaman yalnız birini seçebiliriz aynı dakikalar içinde. Ne yazık ki, bu uzun yolculukta sağ camın yanına oturduğumuzda, sol camdan geçen şeyleri göremeyeceğiz. Başımızı sola çevirsek, sağ taraftakileri kaybedeceğiz. Biliyor musunuz, sanırım biz hep kaybedeceğiz.''

23 Mart 2015 Pazartesi

Heart on ice

Genellemelerin gerisine yüklenmiş hayaller.
Uykusuzluk ile çöken mutsuzluk.
Beyaz saatin kordon kedisinin alakasız muhteşem gözleri. 
1..
2...
3.. 
Ups! 
 Zaman akıyor. 

En temasız zaman konulu grafikleri aşan göstergeler ve saat tiktakları. İhtişam. 

Bunalım zamanlarım. 3 yanı umutlarla kaplı olan yüreğim bu zamanda bin bir yandan umut sarfediyor.

Hayal eksikliklerinden kaynaklanan karışık iç dünya. 

Arada ikilemde kalan güçsüz duygu parçacıklarım. Sürüklenen, hırpalanan bedbaht mahlukatlar tarafından yıllardır eziyet gören kalbim. 

Selam olsun.

Kelime anlamının kendine ait olmayan bir mülkiyeti izinsizce alıkoyma olan hırsızlık sadece gözle görünür nesnelerde mi iş görür?

Çalınan materyalden ibaretse; kalbim? Hayallerim? Umutlarım? Hatıralarım? 

Herkes hırsız mı? Gerçek ne?

Yerçekimine karşı gelemeyen göz torbalarım.. Uykunun pençesince ele geçirilmiş ruhum. 

Soğuk olan bu aralar sadece odam değil.
''Rafta olan ve kutuplara hapsolmuş duygularım.'' 
Kalbimin en derinlerinde oluşan yangın kendi ateşlerinden buza dönüşüyor. 

Korkuyorum.